etmek

Betekenis

1. to do; to make
2. to equal, make
3. (transitive,with-ablative) to leave somebody deprived of something
4. (auxiliary) Forms active verbs from adjectives and nouns, especially Arabic verbal nouns.

Met koppelteken als

et‧mek

Uitgesproken als (IPA)

/etˈmec/

Etymologie

Inherited from Ottoman Turkish اتمك, ایتمك (etmek), ultimately from Proto-Turkic *ēt-. Cognate with Old Turkic 𐰃𐱅 (ét-, “to make”), Azerbaijani etmək, Bashkir итеү (itew), Chuvash ту (tu), Crimean Tatar этмек (etmek), Karachay-Balkar этерге (eterge), Kazakh ету (etu), Khakas идерге (iderge), Kumyk этмек (etmek), Kyrgyz этүү (etüü), Nogai этуьв (étüv), Tatar итү (itü) (including siberian), Turkmen etmek, Uyghur ﺋﻪﺗﻤﻪﻙ (etmek, әтмәк), etc.

Zinnen

Terk etmek mi ?

Verlaten?

Dans etmek ister misin?

Wil je dansen?

Bunu hak etmek için ne yaptım ?

Wat heb ik gedaan om dit te verdienen?

İşin en zor kısmı aileleri ikna etmek .

Het moeilijkste is om gezinnen te overtuigen.

Hızlı ve doğru şekilde hareket etmek zorundaydık.

We moesten snel en correct handelen.

Barış süreci için yararlı mıdır yoksa bunları göz ardı etmek mümkün müdür ?

Is het nuttig voor het vredesproces of is het mogelijk om ze te negeren?

Hükümet sorunla baş etmek için adımlar atıyor .

De overheid neemt stappen om problemen aan te pakken.

Hele benimle samimi olduğunu, bana içini açtığını iddia etmek aklımdan bile geçmez .

Vooral om te beweren dat hij oprecht met mij is, dat hij zich voor mij heeft geopend.