sıcak

Meaning

1. hot, warm
2. (figuratively) caring, friendly, warm

Pronounced as (IPA)

/sɯ.ˈdʒɑk/

Etymology

From Ottoman Turkish صیجاق (sıcak), from older اصیجاق (ıssıcak, “hot, warm”) (via Old Anatolian Turkish [script needed] (isicak/ïsïcak)), equivalent to ısı (“heat”) + diminutive suffix -cak, ultimately from Proto-Turkic *ïsï-, *isi- (“to be hot”).

Sentences

Çok sıcak bir yaz günü idi .

It was a very hot summer day.

Umarım sıcak günler bahar yakında gelir .

I hope the warm days spring will come soon.

Soğuk su , sıcak aş diş düşmanı , genç avrat koca herifin baş düşmanı .

Cold water, hot food, tooth enemy, the main enemy of the young avrat husband.

Taşların yanında , duman halinde, sıcak ve ince zerreler uçuşur.

Next to the stones, in the form of smoke, hot and fine particles fly.