üzerine

Significat (anglès)

onto

Amb guionet com

ü‧ze‧ri‧ne

Pronunciat com a (IPA)

[yzɛɾine]

Sents

Ayrıca gravürler üzerine de çalıştı.

He also worked on engravings.

Bunun üzerine Esra Ceyhan Vodafone'a dava açtı.

Thereupon, Esra Ceyhan filed a lawsuit against Vodafone.

Üzerine pudra şekeri ve vanilya şekeri serpin.

Sprinkle with powdered sugar and vanilla sugar.

Bu gelişmeler üzerine Sarı Süleyman Paşa " Lehistan Serdarı" tayin edildi.

Upon these developments, Sarı Süleyman Pasha was appointed "Polish Serdari".

Kadayıflar dikdörtgen bir tepsiye alınır ve muhallebi üzerine yayılır.

Kadayifs are taken to a rectangular tray and spread over the custard.