tek

Betekenis (Engels)

1. single, sole
2. unique
3. single-barrelled

Sinonieme

biricik

bir

1

sadece

yegane

tek bir

eşsiz

benzersiz

teklik

tercihen

yalnız

yegâne

yanlızca

oldukça

bir tane

çift olmayan

daha doğrusu

emsalsiz

gibi

münferit

ayrı

Uitgespreek as (IPA)

/tec/

Etimologie (Engels)

Inherited from Ottoman Turkish تك (tek, “unique; alone”), from Proto-Turkic *tēk.

Sinne

Bunun için de bir tek korkusu vardı .

There was only one fear for this.

Risk altındaki tek sektör turizm değil .

Tourism is not the only sector at risk.

Bu belirleme bir köpek derneği ya da tek bir kişi tarafından yapılabilir.

This determination can be made by a dog association or a single person.

Devlet egemenliğinin tek kaynağı halktır.

The only source of state sovereignty is the people.

Örneğin , omnivorlar herhangi tek bir seviyeyle sınırlı değillerdir.

For example, omnivores are not limited to any single level.

Bu gazete Bursa'da yerel basının tek temsilcisi konumundaydı.

This newspaper was the only representative of the local press in Bursa.

Bu dizilimin tek bir değere dönüşmesi karar alıcının risk tolerans değeri hesaplanana kadar yapılamaz.

The transformation of this sequence into a single value cannot be done until the risk tolerance value of the decision maker is calculated.