sadece

Anlam (İngilizce)

only, just

Tireli olarak

ge‧ri

(IPA) olarak telaffuz edilir

[sɑ:dedʒe]

Etimoloji (İngilizce)

From Ottoman Turkish سادهجه (sadece), from Persian ساده (sâde, “simple, plain”). Can be analyzed as sade + -ce.

Cümleler

Sadece bu değil .

Not only this.

Sadece bilmeni istedim.

‘I just wanted you to know.’

Oyun alanı sadece bir örnek .

The playground is just one example.

Sadece kaybedenler var .

There were only losers.

Fakat kral sadece bir miktar para verebileceğini söyledi.

But the king said he could only give some money.

Benim gönlümde sen bil ki sadece bir kurbağasın.

In my heart, you know that you are just a frog.

Sadece bir tur oylamaya gerek duyuldu.

Only one round of voting was needed.

Sadece Yunan kaynaklarında adı geçmektedir.

It is mentioned only in Greek sources.