oturmak

Anlam (İngilizce)

1. (intransitive) to sit
2. (intransitive, with-dative) to sit down (on), sit (upon)
3. (intransitive) to reside, dwell in
4. (intransitive) to fit on
5. (intransitive) to settle, subside
6. (intransitive) to catch on, take root, become popular, be accepted

Eş anlamlılar

ikamet etmek

kalmak

yaşamak

yerleşmek

eğleşmek

🛑

oturtmak

💺

şeneltmek

yakışmak

yerleştirmek

sandelye

yerleşim bölgesi haline getirmek

nüfusunu artırmak

ikamet ettirmek

kiracı olarak kalmak

yatıya kalmak

binmek

ikâmet etmek

bulunmak

ilişmek

koltuk

olmak

Çeviriler

wohnen

sitzen

🪑

sedere

🪑

sit

🪑

habiter

seure

🪑

résider

demeurer

morar

live

habitar

leben

reside

zitten

🪑

s’asseoir

(IPA) olarak telaffuz edilir

/ot.uɾ.mɑk/

Etimoloji (İngilizce)

Osmanlı Türkçesi öğesinden devralındı: اوطورمق

Türkçe ile aynı kökten türemiştir: olmak

In summary

From Ottoman Turkish اوتورمق (oturmak, “to sit, incubate, live, remain”), from Old Anatolian Turkish [script needed] (otur-, “to sit”), from earlier *oltur-, from Proto-Turkic *ol-tur- (“to sit”), akin to *ol-ur- (“to sit”) both being causative forms of Proto-Turkic *ol- (“to be”). Proto-Turkic *ol(u)-'s relation to Karakhanid [script needed] (olmāq, “to be, become ripe”), and Turkish olmak (“to be, become, happen, exist, be situated”) is not clear, at least the Turkish form is thought to be from Proto-Turkic *bōl- (“to become”). The -/l/- in -/lt/- cluster was lost, compare a similar case in getir- (<*gẹl-tür-).

Cümleler

Oraya, basamakların üstüne oturmak üzereydi.

He was about to sit there on the steps.