sekiz

Meaning

eight

Pronounced as (IPA)

[s̪e̞.ciz̪]

Etymology

Inherited from Ottoman Turkish سكز (sekiz), from Proto-Turkic *säkiŕ (“eight”). Cognate with Old Turkic 𐰾𐰚𐰔 (s²kz /⁠säkiz⁠/).

Sentences

Sekiz yıldır iktidardaydı.

He was in power for eight years.

Seçimler on sekiz Nisan'da yapılacak.

Elections will be held on April 18th.

Çocuk sekiz yaşında vardı , fakat ilk görüşte altı yaşından fazla denilemezdi.

The child was eight years old, but could not be said to be more than six years old at first sight.

İki zanlı da kırk sekiz saat süreyle gözaltına alındı.

Both suspects were detained for forty-eight hours.

Merkezin iki bin sekiz sonuna kadar açılması bekleniyor.

The centre is expected to open by the end of two thousand eight.

Sıcakta yedi sekiz saat yol alıyorduk.

We were driving for seven or eight hours in the heat.

Projeye elli sekiz milyon avro değer biçiliyor.

The project is valued at fifty-eight million euros.

Etkinliğe on sekiz ülkeden otuz altı şarkıcı katıldı.

Thirty-six singers from eighteen countries participated in the event.