sefer

Meaning

1. journey, trip
2. expedition
3. campaign

Hyphenated as

se‧fer

Etymology

From Ottoman Turkish سفر (sefer), from Arabic سَفَر (safar). Doublet of safari.

Sentences

Bu sefer farklı .

This time is different.

Bu sefer buraya gelmek kararını ani olarak vermişti.

This time, he suddenly made the decision to come here.

O hâlâ , bu sefer biraz da korkuyla, yüzüme bakıyordu.

He was still looking at me, this time with a little fear.

Bu sefer , yılbaşı gecesini takip eden günler gibi de değildim.

This time, I wasn't like the days following New Year's Eve.

Hakikaten bu sefer hastalığı biraz uzun sürmüştü.

Indeed, this time his illness lasted a little longer.

Fakat bu sefer , onun ellerini daha kuvvetli bir el arayarak bulmuştu.

But this time, he found her hands looking for a stronger hand.

Bu sefer oğlu onu itmeye başladı .

This time his son started pushing him.

Ameleler bu sefer taşların düştüğü deliğe yaklaşmışlar, içeri doğru bakıyorlardı.

This time, the operations approached the hole where the stones fell, looking inward.