yapmak

Reikšmė (Anglų k.)

1. (transitive) to make; to build, construct, fashion; to create; to manufacture; to produce; to prepare
2. (transitive) to do; to busy oneself with, act, behave
3. (transitive) to repair, fix
4. (intransitive, with-dative) to defecate

Sinonimai

etmek

kurmak

inşa etmek

neden olmak

yaratmak

meydana getirmek

yerine getirmek

kılmak

düzenlemek

işlemek

üretmek

dikmek

oluşturmak

tamamlamak

olmak

bitirmek

gerçekleştirmek

yol açmak

imal etmek

arz etmek

çekmek

doğurmak

eylemek

koymak

onarmak

uygulamak

gelişim

dövmek

getirmek

gidermek

göstermek

hareket etmek

hazırlamak

adamak

inkişaf

donatmak

davranmak

kaldırmak

kapamak

karşılamak

kazanmak

kesmek

çıkarmak

koparmak

yordurmak

bulunmak

bırakmak

bina etmek

biçmek

başlamak

Vertimai

machen

fazer

fare

make

faire

fer

tun

hacer

maken

bauen

construire

do

herstellen

construir

aanmaken

Etimologija (Anglų k.)

Paveldėta iš osmanų turkų: یاپمق

In summary

Inherited from Ottoman Turkish یاپمق (yapmak, “to do, make, arrange”), from Proto-Turkic *yap- (“to make, create, arrange”). Cognate with Karakhanid [script needed] (yapmāq, “to build”), Old Uyghur [script needed] (yap-, “to make”).

Sakiniai

Şimdi ne yapmak istiyorsun?

Ką norite veikti dabar?

Bir şeyler yapmak ister misin?

Ar norite ką nors padaryti?

Tekrar yapmak ister misin?

Ar norite tai padaryti dar kartą?

Ne yapmak istersin ?

Ką norėtumėte padaryti?

Bunu yapmak zorunda değilsiniz .

Nereikia to daryti.