sadece

Reikšmė

only, just

Brūkšnelis kaip

ge‧ri

Tariama kaip (IPA)

[sɑ:dedʒe]

Etimologija

From Ottoman Turkish سادهجه (sadece), from Persian ساده (sâde, “simple, plain”). Can be analyzed as sade + -ce.

Sakiniai

Sadece iyi olduğundan emin olmak istedim.

Aš tiesiog norėjau įsitikinti, kad tai buvo gerai.

Sadece dalga geçiyorum.

Aš tik iš to smagu.

Eski tesis sadece yirmi kişi alıyordu.

Senasis objektas buvo tik dvidešimt žmonių.

Sadece gelinlik yaklaşık kırk kilo gelir .

Tik vestuvinė suknelė ateina apie keturiasdešimt kilogramų.

Allah’ın verdiği canı , sadece Allah alır !

Dievo gyvenimas, imasi tik Alachas!

Ve sadece Kürtçe söyleniyor.

Ir sakoma tik kurdų kalba.

İhalede sadece bir rakip , İtalyan Air One vardı .

Konkurse, „Italian Air One“ buvo tik vienas konkurentas.

Romanya'da faal durumda sadece otuz sinema var .

Rumunijoje yra tik trisdešimt kino teatrų.