merak

Reikšmė

1. curiosity
2. solicitude
3. worry

Brūkšnelis kaip

me‧rak

Tariama kaip (IPA)

/meɾɑːk/

Etimologija

From Ottoman Turkish مراق (merak).

Sakiniai

Acaba daha neler var , diye merak ediyor ve gayet çok konuşuyorduk.

Įdomu, kas dar, ir mums buvo įdomu ir labai kalbėjome.

Nereye gittiğimizi merak etmeye başladım.

Aš pradėjau domėtis, kur einame.

Ve niçin kıskanmadığımı merak ediyorum !

Ir man įdomu, kodėl nesu pavydus!

Macide merak etmeye başlamıştı.

Macide'as pradėjo domėtis.

Yalnız merak ettiğimiz bir tek cihet var .

Mums įdomu tik vienas džihadas.

Hasta hâlâ yüzüme bakıyor ve gözleri , büyük bir merak içindeymiş gibi parlıyordu.

Pacientas vis dar žiūrėjo į mano veidą, o jo akys spindėjo taip, lyg jis būtų labai smalsus.