siyah

Senso

Noun

black

Adj

black

Con trattino come

si‧yah

Pronunciato come (IPA)

/siˈjah/

Etimologia

From Ottoman Turkish سیاه (siyah), from Persian سیاه (siyâh).

Frasi

Bunu bekliyormuş gibi hemen siyah kaplı defteri cebime koydum.

Come se lo stavo aspettando, ho immediatamente messo in tasca il libro nero.

Figür , sakallı olup gözleri siyah ve beyaz taştan yapılmıştır.

La figura è fatta di barba e fatta di pietra in bianco e nero.

Siyah eteklikli, topukları yırtık siyah çoraplı, şipidik terlikli şişman bir kadın yerleri siliyordu.

Una donna grassa con gonne nere, tacchi strappati con calzini neri, pantofole simbidiche stava pulendo i luoghi.

Siyah ve beyaz renklerin ağırlıkta olduğu soyut biçimli seramik çalışmaları ile tanınır.

È noto per le sue opere ceramiche astratte con colori in bianco e nero.

Bu eski püskü elbiseli, siyah fanilalı, ince kumral bıyıklı külhanbeyini süzdü.

Guardò questo vecchio vestito a brandelli, con una ventola nera, baffi sottili di rami.