değil

Senso

Adv

not (negates meaning of the verb *imek)

Noun

the not

Con trattino come

de‧ğil

Pronunciato come (IPA)

/de.ˈjil/

Etimologia

From Ottoman Turkish دگل (değil), ultimately from Proto-Turkic *tegül (“is not”).
Cognate with
Old Turkic [script needed] (tügül, “is not; not only”) (in Kul Tigin inscription);
Karakhanid [script needed] (tegül, “is not”);
Kazakh түгiл (tügil),
Kyrgyz түгүл (tügül),
Karachay-Balkar тюл (tül),
Azerbaijani deyil,
Bashkir түгел (tügel),
Uzbek tugul.

Frasi

Ama artık öyle değil .

Ma non è più così.

Bu yeterli değil mi ?

Non è abbastanza?

Hiç mantıklı değil .

Non ha affatto senso.

Ancak Kabakçı aynı fikirde değil .

Ma Kabakçı non è d'accordo.

Bu iddialı bir hedef , ancak imkansız değil .

Questo è un obiettivo ambizioso, ma non impossibile.

Çünkü o zaman kendi istediğimi değil , benden istenileni yapmaya mecbur olacağım.

Perché allora non dovrò fare quello che voglio, ma dovrò fare quello che voglio.

Ancak kimi eylemciler aynı fikirde değil .

Tuttavia, alcuni attivisti non sono d'accordo.

Fakat süreç içinde sorunlar da yaşanmıyor değil .

Ma non ci sono problemi nel processo.