güzel

Senso (Inglese)

Adj

1. beautiful
2. nice

Noun

beauty (someone who is beautiful)

sinonimi

hoş

iyi

👍

yakışıklı

sevimli

sevgili

şirin

görkemli

zarif

gösterişli

tatlı

havalı

🆒

hoş görünüşlü

ince

kibar

kullanışlı

muhteşem

olur

şekilli

yepyeni

yerinde

👍

boylu boslu

yörük

pekala

güzel olamak

hoşça

yakaran

göze hitap eden

iyi görünümlü

gönül çekici

gönül alan

gönlün aradığı

alımlı

aman

biçimli

çekici

çok iyi

dilber

düzgün

gürbüz

güzel yüzlü

Con il trattino come

gü‧zel

Pronunciato come (IPA)

/ɡyˈzæl/

Etimologia (Inglese)

Ereditato da turco ottomano: گوزل

Affine azerbaigiano: gözəl

Affine uzbeco: goʻzal

Affine baschiro: гүзәл

In summary

Inherited from Ottoman Turkish گوزل (güzel), from Old Anatolian Turkish گُزَل (gözel, “beautiful”), from Proto-Turkic *közel. Cognate with Azerbaijani gözəl, Uzbek goʻzal, Bashkir гүзәл (güzəl)

Frasi

Her şey güzel olacak .

Andrà tutto bene.

Burası çok güzel .

Questo posto è molto bello.

Ne güzel bir isim .

Che bel nome.

En güzel kız olarak ün saldı.

È diventato famoso come la ragazza più bella.