dört

Significat (anglès)

four

Pronunciat com a (IPA)

/dœɾt/

Etimologia (anglès)

Inherited from Ottoman Turkish درت (dört), from Proto-Turkic *tȫrt (“four”).

Sents

Tedavi süresi dört haftadır.

The duration of treatment is four weeks.

Neredeyse dört yüz kişi aleyhinde dava açıldı.

Almost four hundred people were prosecuted.

Ayrıca , dört de Sırp polisi vardı .

Also, four policemen from Serbia.

Hastalık dört yüz otuz bin hastada ileri seviyede.

The disease is at an advanced level in four hundred and thirty thousand patients.

Papadopulos yetmiş dört yaşındaydı.

Papadopoulos was seventy-four years old.

Dört beş günde bir iş bulup alacağı yirmi otuz kuruşla nasıl yaşıyordu?

How did he live with twenty or thirty pennies to get a job every four or five days?

Melek yavaşça elindeki çantayı açtı, içinden dört beş altın bilezikle bir çift küpe aldı .

The angel slowly opened the bag in his hand and took four or five gold bracelets and a pair of earrings.

Elektrikli araçlar dört ana başlıkta incelenir.

Electric vehicles are examined under four main headings.