sağ

Betekenis (Engels)

Adj

1. right (side)
2. right (side)
3. living
4. healthy

Noun

1. right (side)
2. someone alive

Verb

second-person singular imperative of sağmak

Sinonieme

diri

canlı

doğru

düz

ön

sağdaki

tam

tüm

zedelenmemiş

salim

sağ yön

sağda olan

hayatta olan

bütün

esenlik içinde

Uitgespreek as (IPA)

[s̪äː]

Etimologie (Engels)

Geërf van Ottoman Turkish: صاغ

Verwante met Old Turkish: 𐰽𐰍

Verwante met Old Uighur:

Verwante met Tataars: сау

Verwante met Kazaks: сау

Verwante met Karachay-Balkar: сау

Verwante met Kumyk: сау

Verwante met Kirgisies: соо

Verwante met Suid-Altai: су-кадык

Verwante met Oezbeeks: sogʻ

Verwante met Uighur: ساق

In summary

Inherited from Ottoman Turkish صاغ (sağ), from Proto-Turkic *sag (“healthy”).
Cognate with Old Turkic 𐰽𐰍 (s¹ǧ /⁠saɣ⁠/), Old Uyghur [script needed] (sağ, “healthy”);
Tatar сау (saw), Kazakh сау (sau), Karachay-Balkar сау (saw), Kumyk сау (sau, “healthy”), Kyrgyz соо (soo, “healthy”), Southern Altai су-кадык (su-kadïk, “healthy”) or су (su, “healthy”),
Uzbek sogʻ (“healthy”),
Uyghur ساق (saq, “healthy”).

Sinne

Sağ elinizi kaldırın.

Raise your right hand.

Benimle buluştuğun için sağ ol .

Thanks for meeting me.

Sağ öküz zaten ihtiyar ve zayıftı.

The right ox was already old and weak.

Sanatçının sağ gözü kördür.

The artist's right eye is blind.

Sağ eliyle eteğini toplayarak hızlı adımlarla orkestranın arkasında kayboldu.

He gathered his skirt with his right hand and disappeared behind the orchestra with quick steps.