vardı

Anlam (İngilizce)

third-person singular indicative simple past of varmak

Cümleler

İçinde garip bir üzüntü vardı .

There was a strange sadness in him.

İnsanlara inancını kaybetmiş, acı bir hal vardı .

There was a bitter state of losing faith in people.

Dağların üstünde ne bir ağaç , ne iri bir kaya vardı .

There was neither a tree nor a large rock above the mountains.

Grupta iki kişide yüksek ateş vardı .

Two in the group had high temperatures.

Tablonun altında imzası vardı .

His signature was at the bottom of the painting.

Lakin bir ortağa ihtiyacım vardı .

But I needed a partner.

Çırılçıplak sokaklara uğrayacak ne vardı ?

What was there to stop in the streets naked?

İçimde dehşetli bir can sıkıntısı ve üzüntü vardı .

There was a terrible boredom and sadness in me.