içi

Anlam (İngilizce)

1. (accusative,form-of,singular) accusative singular of iç
2. (form-of,possessive,singular,third-person) third-person singular possessive of iç

Cümleler

Derin bir oh demiş gibi içi tekrar yatışmaya başlamıştı.

As if Derin said "oh", her insides started to calm down again.

Evin içi hiç de zannettiğim gibi değildi.

The interior of the house was not what I thought it was.

Onun herhangi bir şeye içi sıkıldığını söylemesi beni şaşırttı.

I was surprised to hear him say he was bored with anything.

Daire içi müşteri sorumluluğundadır efendim kendiniz değiştirebilir veya bir elektrikçi yardımıyla sorunu çözebilirsiniz.

It is the responsibility of the in-house customer, sir, you can change it yourself or solve the problem with the help of an electrician.

Dizlerim titriyor, sırtıma varıncaya kadar her tarafım sızlıyor, kafamın içi uğulduyordu.

My knees were shaking, I was aching all over until I reached my back, the inside of my head was humming.