Sözlük
küçük
Anlam
- small, little
- minor, of little importance
Şu şekilde tirelenmiştir:
kü‧çük
(IPA) olarak telaffuz edilir
/cyˈtʃyc/
'%3e%3c/path%3e%3c/g%3e%3cdefs%3e%3cmarker%20markerWidth='4.5'%20markerHeight='4.5'%20refX='2.25'%20refY='2.25'%20viewBox='0%200%204.5%204.5'%20orient='auto'%20id='SvgjsMarker4023'%3e%3cpolygon%20points='0,4.5%201.5,2.25%200,0%204.5,2.25'%20fill='white'%3e%3c/polygon%3e%3c/marker%3e%3c/defs%3e%3c/svg%3e)
Türkçe learnfeliz ile öğrenmeye başlayın.
küçük " ve Türkçe içindeki diğer birçok kelime ve cümleyi konuşma ve ezberleme alıştırması yapın.
Türkçe kurs sayfamıza gidinCümleler
Ve bu küçük an , bana bütün geldiğimiz yoldan uzun görünüyordu.
And this little moment seemed to me a long way from the way we had come.
Küçük katolik kilisesi ve daha büyük olan protestan kilisesi vardır.
There is a small catholic church and a larger Protestant church.
Küçük Haşan bir şeyler mınldandı.
Little Hasan said something.
Fakat bu küçük vilayet merkezinin iki 2 doktorlu hastanesinde buz 🧊 makinesi yoktu.
2
🧊
But this small provincial center did not have an ice machine in its hospital with two doctors.
Küçük salonun bütün iskemleleri dolmuştu.
All the chairs of the small hall were full.