karar

Anlam (English)

Noun

decision

Verb

third-person singular indicative aorist of karmak

Synonyms

yargı

hüküm

fetva

dava

azim

demet

düğüm

🪢

ferman

ittifak

kanı

kararlılık

niyet

önerge

oy

sebat

sonuç

efkar

azimlilik

anlaşma

verilmek istenen mesaj

bağ

bağlam

belirleme

bonservis

Tireli olarak

ka‧rar

(IPA) olarak telaffuz edilir

/ka.ɾaɾ/

Etimoloji (English)

Inherited from Osmanlı Türkçesi: قرار

In summary

From Ottoman Turkish قرار, from Arabic قَرَار (qarār), verbal noun of قَرَّ (qarra).

Cümleler

Neye karar verdin ?

What did you decide?

Karar sizi şaşırttı mı ?

Did the decision surprise you?

Onlar bir şey yapmayınca, ben kendim yapmaya karar verdim .

When they didn't do anything, I decided to do it myself.

Babam beni İstanbul'a göndermeye karar verdi .

My father decided to send me to Istanbul.

Berlin senatosu bu yük'den kurtulmak için bina'nın özelleştirilmesine karar verdi .

The Berlin senate decided to privatize the building to get rid of this burden.

Bu dizilimin tek bir değere dönüşmesi karar alıcının risk tolerans değeri hesaplanana kadar yapılamaz.

The transformation of this sequence into a single value cannot be done until the risk tolerance value of the decision maker is calculated.