kalın
Anlam (İngilizce)
-
- thick
- back
Sıklık
Etimoloji (İngilizce)
From Ottoman Turkish قالن, ultimately from Proto-Turkic *kalïŋ.
Yeni
kalmak
- (intransitive) to remain, be left; to be left over
- (intransitive) to come to a halt, reach a standstill
- (intransitive) to wait, stay, camp
- (intransitive) to spoil, go bad, sour
- (intransitive,with-ablative) to fail (a class), flunk
- (intransitive,with-dative) to be postponed to
- (intransitive) to be covered with
- (auxiliary,intransitive) Expresses continuous action when used with verbal adverbs (those with -a, -e, -ıp, -ip, -up, -üp)
'%3e%3c/path%3e%3c/g%3e%3cdefs%3e%3cmarker%20markerWidth='4.5'%20markerHeight='4.5'%20refX='2.25'%20refY='2.25'%20viewBox='0%200%204.5%204.5'%20orient='auto'%20id='SvgjsMarker4023'%3e%3cpolygon%20points='0,4.5%201.5,2.25%200,0%204.5,2.25'%20fill='white'%3e%3c/polygon%3e%3c/marker%3e%3c/defs%3e%3c/svg%3e)
Türkçe learnfeliz ile öğrenmeye başlayın.
Konuşma pratiği yapın ve " kalın " ve Türkçe içindeki diğer birçok kelime ve cümleyi ezberleyin.
Türkçe kurs sayfamıza gidin
Notes
Sign in to write sticky notes
Cümleler
Serince bir 1 rüzgâr açık pencerenin kalın ve kirli perdelerini kımıldatıyordu.
1
A cool wind moved the thick and dirty curtains of the open window.
Şakaklarında, tozlarla karışıp sonra kalın çizgiler halinde kuruyan terlerin izleri vardı .
There were traces of sweat on his temples, which mixed with dust and then dried into thick lines.
