kadın

Anlam (İngilizce)

woman

Eş anlamlılar

hatun

bayan

👩

karı

👰‍♀️

hanım

👰‍♀️

dişi

♀️

eş

kız

👧

kan

🩸

kimse

oyuncak

avrat

👰‍♀️

kız çocuğu

haspa

kisi

cıvır

gacı

👧

adam

nisa

çocuk

🧒

dam

dişil

♀️

evli kadın

halk

🧑‍🤝‍🧑

insan

Çeviriler

woman

👩

Frau

👩

femme

👩

mulher

👩

donna

👩

mujer

👩

vrouw

👩

dona

👩

mulier

👩

femina

👩

γυναίκα

jin

👩

Weib

👩

امرأة

👩

(IPA) olarak telaffuz edilir

/kɑˈdɯn/

Etimoloji (İngilizce)

Osmanlı Türkçesi öğesinden devralındı: قادین

Old Turkish ile aynı kökten türemiştir: 𐰴𐱃𐰆𐰣

Karakhanid ile aynı kökten türemiştir: قاتُونْ

Yakutça ile aynı kökten türemiştir: хотун

Farsça ile aynı kökten türemiştir: -

In summary

Inherited from Ottoman Turkish قادین (kadın), from Proto-Common Turkic *xātun (“queen, lady”), most likely from Sogdian [script needed] (γwtʾynh /⁠xwatēn, xutēn⁠/, “queen”).
Akin to Old Turkic 𐰴𐱃𐰆𐰣 (qatun, “queen”), Karakhanid قاتُونْ (qātūn, “noble woman”), Yakut хотун (qotun).
Compare hatun, a reborrowing of the same term from Persian.

Cümleler

Ben gittikten sonra gelen kadın kimdi?

Who was the woman who came after I left?

Uzun boylu bir kadın bize doğru geliyordu.

A tall woman was coming towards us.

Hem bu kadın benimdi.

Besides, this woman was mine.

Genç kadın cevap vermeden kocasının yüzüne baktı .

The young woman looked at her husband's face without answering.

Ülkenin en büyük haftalık kadın dergilerinden biridir.

It is one of the largest weekly women's magazines in the country.

İçeride bir kadın diz çökmüş, çorba içiyordu.

Inside, a woman was kneeling, drinking soup.