el

Anlam

1. hand
2. round (stage of a sports competition)
3. round (individual ammunition shell)

(IPA) olarak telaffuz edilir

/el/

Etimoloji

From Ottoman Turkish ال (el), from Proto-Turkic *elig (“hand”), may be related to Proto-Turkic *ạl- (“to take”). Cognate with Old Turkic 𐰠𐰏 (elig), Uzbek ilik, Turkmen el, Gagauz el, Salar el, Southern Altai элӱ (elü, “wide finger”), Chuvash алӑ (ală), etc.

Cümleler

İkisi de el ele tutuşmuşlardı.

They were both holding hands.

Fakat bu sefer , onun ellerini daha kuvvetli bir el arayarak bulmuştu.

But this time, he found her hands looking for a stronger hand.

Fakat doktorun sert bir el hareketi onu susturdu.

But a sharp gesture of the doctor's hand silenced him.

Savaştan sonra komünist hükümet mülke el koydu.

It was seized by the communist government after the war.

Harman yel ile , düğün el ile olur .

The blend is with the wind, the wedding is by hand.

Çok el , ya yağmaya ya yolmaya.

A lot of hands, either to loot or to pluck.

Fakat bu el , bu kemik el oraya bir yengeç kıskacı gibi yapışmıştı.

But this hand, this bone hand, was stuck there like a crab clamp.