doğru

Anlam (English)

Adj

1. true
2. right (correct)
3. line

Postp

1. toward, straight toward, straight to (about space)
2. closer to (about time)

Synonyms

düz

dürüst

gerçek

tam

direkt

kat’î

kesin

sahih

şaşmaz

adil

yayvan

içten

dosdoğru

emin

güvenilir

hak

hakikat

hakiki

hatasız

imanlı

istep

kadar

kır

kıymetli

meşru

mümin

namuslu

otantik

pürüzsüz

sağ

samimi

saygılı

tamam

uygun

yetki

hakkaniyetli

hürmetli

hak tanır

âdilâne

adalet

rüzgara

âdil

ayarlamak

bozkır

bütün

candan

dakik

değerli

dik

doğrucu

doğru dürüst

doğruluk

dürüstlük

Tireli olarak

doğ‧ru

(IPA) olarak telaffuz edilir

/doɰˈɾu/

Etimoloji (English)

Inherited from Osmanlı Türkçesi: طوغری

Cognate with Kırgızca: туура

Cognate with Özbekçe: toʻgʻri

Cognate with Türkmence: dogry

Cognate with Old Turkish:

In summary

From Ottoman Turkish طوغری (doğrı), from Proto-Turkic *togru. Cognate with Kyrgyz туура (tuura), Uzbek toʻgʻri, Turkmen dogry, Old Turkic [script needed] (toğru, toğuru, toğrı), derivative from Old Turkic [script needed] (toğur-). Related to direk, dik, and direnmek.

Cümleler

Bir şeyler doğru değil .

Something isn't right.

Doğru , doğru , doğru .

Right, right, right.

Sana doğru geliyorum .

I'm coming towards you.

Yatakta bana doğru döndü.

He turned towards me in bed.

Uzun boylu bir kadın bize doğru geliyordu.

A tall woman was coming towards us.

Duyduklarım doğru mu ?

Is it true what I heard?

Ömer yerinden kalkarak ona doğru yürüdü.

Ömer got up and walked towards him.

Sözlerinin ortasına doğru tekrar yürümeye başlamıştık.

We started walking again towards the middle of his words.