dock

Anlam (İngilizce)

Noun

1. (countable, uncountable) Any of the genus Rumex of coarse weedy plants with small green flowers related to buckwheat, especially bitter dock (Rumex obtusifolius), and used as potherbs and in folk medicine, especially in curing nettle rash.
2. (countable, uncountable) A burdock plant, or the leaves of that plant.

Verb

1. (transitive) To clip or cut off a section of an animal's tail; to practise a caudectomy.
2. (transitive) To reduce (wages); to deduct from (someone).
3. (informal, transitive) To reduce the wages of (a person).
4. (transitive) To cut off, bar, or destroy.
5. (transitive) To pierce holes, as pricking dough with a fork, to prevent excessive rising in the oven.

Verb

1. (intransitive) To land at a harbour.
2. To join two moving items.
3. To move a spaceship into its dock/berth under its own power.
4. (intransitive, slang, vulgar) In male homosexual sex, to engage in docking, the inserting of the tip of one participant's penis into the foreskin of the other participant.
5. (transitive) To drag a user interface element (such as a toolbar) to a position on screen where it snaps into place.
6. (transitive) To place (an electronic device) in its dock.

Kavramlar

indirmek

ücret

rıhtım

liman

mahkemede sanık yeri

gemi havuzu

yapışık

yerleştirmek

yuvaya yerleştirmek

havuz liman

rıhtıma yanaşmak

havuz

havuza çekmek

kuyruğunu kesmek

Eş anlamlılar

wharf

pier

quay

sorrel

port

harbour

jetty

bob

harbor

anchor

⚓

landing place

landing

haven

anchorage

dockyard

moor

shipyard

bobtail

tail

wharfage

seaport

dry dock

abridge

marina

deprive

box

📦

curtail

crop

staithe

berth

low wall

sour grass

truncate

docking facility

entrenchment

park

🏞️

docking

platform

dockage

bridge

basin

loading dock

bank

🏦

deplume

deduct

decrease

axe

🪓

hold down

cove

couple

👫

Çeviriler

darse

Dock

doca

dok

dock

darsena

bassin

quai

rumex

oseille

andocken

Ampfer

αποβάθρα

anlegen

docken

(IPA) olarak telaffuz edilir

/dɒk/

Etimoloji (İngilizce)

Ortaçağ İngilizcesi öğesinden devralındı: dokke

Eski İngilizce öğesinden devralındı: docce

Batı Flamanca ile aynı kökten türemiştir: dokke

Letonca ile aynı kökten türemiştir: duga

Ortaçağ İngilizcesi öğesinden devralındı: dok

Eski İngilizce öğesinden devralındı: *docce

Batı Frizcesi ile aynı kökten türemiştir: dok

Aşağı Almanca ile aynı kökten türemiştir: Dokke

İzlandaca ile aynı kökten türemiştir: dokkur

Litvanca ile aynı kökten türemiştir: dvė̃kti

Arnavutça ile aynı kökten türemiştir: dak

Sanskrit ile aynı kökten türemiştir: धुक्षति

Felemenkçe ile aynı kökten türemiştir: dok

Almanca ile aynı kökten türemiştir: Dock

Danca ile aynı kökten türemiştir: dok

İsveççe ile aynı kökten türemiştir: docka

İtalyanca ile aynı kökten türemiştir: doccia

Ortaçağ Felemenkçesi ile aynı kökten türemiştir: docke

Norveççe ile aynı kökten türemiştir: dokk

İzlandaca ile aynı kökten türemiştir: dökk

İsveççe ile aynı kökten türemiştir: dank

Eski Yüksek Almanca ile aynı kökten türemiştir: dogga

Middle Low German ile aynı kökten türemiştir: docke

In summary

From Middle English dokke, from Old English docce, from Proto-West Germanic *dokkā, from Proto-Germanic *dukkǭ (compare Old Danish dokke (“water-dock”), West Flemish dokke, dokkebladeren (“coltsfoot, butterbur”)), from Proto-Indo-European *dʰew- (“dark”) (compare Latvian duga (“scum, slime on water”)).

Cümleler

Two people talking on a dock .

İki kişi bir rıhtımda konuşuyor.