könnte

Anlam (İngilizce)

first/third-person singular subjunctive II of können

können

1. (auxiliary, participle, past, preterite-present) to be able (to do or be something), to have the possibility of, can.
2. (intransitive, participle, past, preterite-present) to be able (to do or be something), to have the possibility of, can.
3. (participle, past, preterite-present, transitive) to be able (to do or be something), to have the possibility of, can.
4. (colloquial, intransitive, negative, preterite-present, regional) to be able (to do or be something), to have the possibility of, can.
5. (auxiliary, informal, participle, past, preterite-present) to be able (to do or be something), to have the possibility of, can.
6. (auxiliary, participle, past, preterite-present) to be able (to do or be something), to have the possibility of, can.
7. (informal, preterite-present) to be to blame, to be at fault

Devamını oku

Eş anlamlılar

Würde

kann

möchte

könnten

Çeviriler

could

might

peut-être

zou kunnen

talvez

pode ser que

puede que

podría

(IPA) olarak telaffuz edilir

/ˈkœntə/

Cümleler

Könnte ich bitte ein Stück Brot haben ?

Bir parça ekmek alabilir miyim lütfen?

Das könnte gut sein , weil wir selbstverständlich Steuern brauchen .

Elbette vergilere ihtiyacımız olduğu için bu iyi olabilir.

Man könnte auch sagen , er hat Visionen .

Ayrıca vizyonları olduğunu da söyleyebilirsiniz.

Es wäre super wenn jemand von euch eine Flasche Prosecco mitbringen könnte .

Herhangi biriniz bir şişe prosecco getirebilirse harika olurdu.

Sollte dies nicht der Fall sein , könnte es die Stabilität der gesamten Region bedrohen .

Eğer durum böyle değilse, tüm bölgenin istikrarını tehdit edebilir.

Offensichtlich könnte der Kommissionspräsident nicht eine einzelne Partei vertreten .

Açıkçası, Komisyon Başkanı tek bir partiyi temsil edemedi.