kadın

Significado (Inglês)

woman

Hifenizado como

ka‧dın

Pronunciado como (IPA)

/kɑˈdɯn/

Etimologia (Inglês)

Inherited from Ottoman Turkish قادین (kadın), from Common Turkic *xātun (“queen, lady”), most likely from Sogdian [script needed] (γwtʾynh /⁠xwatēn, xutēn⁠/, “queen”).
Akin to Old Turkic 𐰴𐱃𐰆𐰣 (qatun, “queen”), Karakhanid قاتُونْ (qātūn, “noble woman”), Yakut хотун (qotun).
Compare hatun, a reborrowing of the same term from Persian.

Frases

Bunların arasında üç de kadın polis bulunuyor.

Isso inclui todos os três policiais femininos.

Türkiye , kadın hakları konusunda zor durumda.

Türkiye está em uma situação difícil para os direitos das mulheres.

Biraz sonra kadın doğruldu.

Um pouco mais tarde a mulher endireitou.

Üstelik torun sahibi kadın polisin kumar ve içki sorunları da vardır.

Além disso, as netas policiais têm problemas de jogo e bebida.

Bir sürgü çekildi, kadın kapıyı açtı.

Um parafuso foi puxado, a mulher abriu a porta.

Mesela ben güzel bir kadın gördüğüm zaman muhakkak en evvel öpmek arzusu duyarım.

Por exemplo, quando vejo uma mulher linda, definitivamente sinto o desejo de beijar antes.

İki kadın bir müddet bakıştılar.

Duas mulheres olharam para isso por um tempo.

Hacer kadın bugün yaprak yolmaya bağa gitmiş, genç karısı .

Hacer Woman foi aos laços com a folha hoje, sua jovem esposa.