tek

Oznaczający

1. single, sole
2. unique
3. single-barrelled

Wymawiane jako (IPA)

/tec/

Etymologia

Inherited from Ottoman Turkish تك (tek, “unique; alone”), from Proto-Turkic *tēk.

Zdania

Konser günü tek sorun hava durumu değildi.

Weather wasn't the only issue on concert day.

Sinema tek altenatif değil .

Movies are not the only alternative.

Yalnız merak ettiğimiz bir tek cihet var .

But there is only one jihad that we are curious about.

Bu tür dünyanın tek yarı sucul engereğidir.

This species is the world's only semi-aquatic viper.

Fakat Vahabiler, korku salan tek grup değil .

But the Wahhabis are not the only group causing fear.

Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar.

The poor man's chicken lays eggs one by one.

Bunlar , tutukevindeki tek zavaş suç zanlıları.

They are the only Macedonian war crimes indictees.

Oksidatif deaminasyona giren tek aminoasittir.

It is the only amino acid that undergoes oxidative deamination.