otuz

Oznaczający (Angielski)

thirty

Łączone jako

o‧tuz

Etymologia (Angielski)

Inherited from Ottoman Turkish اوتوز (otuz, “thirty”), from Proto-Turkic *otuŕ (“thirty”).

Zdania

Burada yaklaşık otuz yıl yaşar.

He lives here for about thirty years.

Gösteriye otuz ülkeden yüz yirmi genç sanatçı katıldı.

One hundred and twenty young artists from thirty countries participated in the show.

Hastalık dört yüz otuz bin hastada ileri seviyede.

The disease is at an advanced level in four hundred and thirty thousand patients.

Festival otuz Haziran'a kadar sürecek.

The festival will run through June 30th.

Foruma yaklaşık yüz elli hasta ve otuz uzman katıldı.

About one hundred and fifty patients and thirty experts attended the forum.

Kampanya süresi de otuz günden yirmi güne indirildi.

The campaign duration was also reduced from thirty days to twenty days.

Dört beş günde bir iş bulup alacağı yirmi otuz kuruşla nasıl yaşıyordu?

How did he live with twenty or thirty pennies to get a job every four or five days?

Çatışmalar ülkeye otuz altı bin beş yüz cana mal olmuştu.

The fighting had cost the country thirty-six thousand five hundred lives.