yerine

Reikšmė (anglų kalba)

Noun

second/third-person singular possessive dative singular of yer

Postp

in lieu of, instead of

Sakiniai

Birlik yerine ayrılık görüyoruz.

Vietoj vienybės matome atskyrimą.

Kriterleri yerine getirmek için neler yaptınız?

Ką jūs padarėte, kad įvykdytumėte kriterijus?

Sonra büyük bir gayret sarf ederek başını çevirdi ve yerine oturdu.

Tada jis pasuko galvą dedamas daug pastangų ir atsisėdo.

Deve deve yerine çöker.

Vietoj kupranugarių griūva kupranugaris.

Bu görevi beklenilen şekilde yerine getirebiliyorlar mı ?

Ar jie gali atlikti šią užduotį, kaip tikėtasi?

O günden sonra Hasan'ın yüzü gülmemiş, rengi yerine gelmemiş.

Po tos dienos Hasano veidas nesijuokė, o jo spalva neatėjo.

Bize bu koşulların neler olduğundan ve hangilerinin henüz yerine getirilmediğinden bahseder misiniz?

Ar galėtumėte mums pasakyti, kokios yra šios sąlygos ir kurios dar nebuvo įvykdytos?