sahibi

Reikšmė (anglų kalba)

1. (accusative,form-of,singular) accusative singular of sahip
2. (form-of,possessive,singular,third-person) third-person singular possessive of sahip

Brūkšnelis kaip

sa‧hi‧bi

Sakiniai

Üstelik torun sahibi kadın polisin kumar ve içki sorunları da vardır.

Be to, anūkės moterų policija turi lošimų ir gėrimų problemų.

Restoran sahibi ve çalışanları ölüm komplo teorisyenlerinden tehditleri almıştır.

Restoranų savininkai ir darbuotojai sulaukė grasinimų iš mirties sąmokslo teoretikų.

Gözlerinde, sahibi için , yaşadığı ormanı bırakan bir ceylanın garip mahzunluğu vardı .

Jo akyse savininkui gazelė, palikusi jo mišką, turėjo keistą padarą.

Ankara'da hususi bir hastane sahibi olan bir akrabamın yanında sığıntı gibi yaşıyordum.

Aš gyvenau kaip prieglobstis su giminaičiu, kuriam priklauso privati ​​ligoninė Ankaroje.

Bir çevirmenin Arapça , Farsça , Türkçe ve Avrupa dilleri hakkında bilgi sahibi olması gerekirdi.

Vertėjas turėjo turėti informacijos apie arabų, persų, Turkijos ir Europos kalbas.