adamakıllı

Reikšmė

substantially, extensively, markedly, properly, really, completely

Brūkšnelis kaip

a‧dam‧a‧kıl‧lı

Tariama kaip (IPA)

/aˈdam.a.kɯɫ.ɫɯ/

Etimologija

Inherited from Ottoman Turkish آدم عقللی (adam aḳıllı), equivalent to adam (“human; man”) + akıl (“intelligence, cognition”) + -lı.

Sakiniai

Adamakıllı birbirlerine sokulmuşlardı.

Jie buvo įkišti vienas į kitą.

Adamakıllı sarhoş olmaya başlayan Profesör , kirpiksiz gözlerini büzerek baktı.

Profesorius, kuris pradėjo būti girtas su Adamıllı, žiūrėjo į blakstienas be blakstienų.

Bedri’nin ablası şaşırmış ve adamakıllı korkmaya başlamıştı.

Bedri sesuo buvo nustebinta ir pradėjo bijoti.

Ortalık adamakıllı kararmış, gemi de limana iyice yanaşmıştı.

Tai patamsino Adamakıllı, o laivas artėjo prie uosto.

Fakat sabahtan beri gezip dolaştığım yerlerde su bulamamış, adamakıllı yanmaya başlamıştım.

Bet nuo ryto aš neradau vandens tose vietose, kur klajojau ir pradėjau degti.

İstanbul’da leyli mekteplerde geçen ömrü , babasını adamakıllı tanımasına mâni olmuştu.

Stambulo Leylio mokyklų gyvenimas neleido savo tėvui atpažinti savo tėvą.