yalnız

Senso

Adj

alone, lonely

Adv

1. alone, without anyone else
2. only

Conj

but, however

Con trattino come

yal‧nız

Pronunciato come (IPA)

[jɑɫ̟ˈn̟ɯz̟]

Etimologia

Inherited from Ottoman Turkish یالڭز (yalñız), from Proto-Turkic *yalïŋ (“lonely”). Compare Old Turkic 𐰖𐰞𐰭𐰆𐰽 (yalŋus).

Frasi

Biraz yalnız kalabilir miyiz?

Possiamo essere un po 'soli?

Bütün kabahatlerin yalnız bende olduğunu itiraf ederim .

Ammetto che tutti i reati sono soli.

Yalnız merak ettiğimiz bir tek cihet var .

C'è solo una jihad che ci chiediamo.

Bu ağaçlı yolda yalnız mıydı, yanında başkaları da var mıydı?

Era solo su questa strada dell'albero e ce n'erano altri?

Yalnız orkestranın bulunduğu yerde hafif bir ışık vardı .

C'era una leggera luce solo dove si trovava l'orchestra.

Yalnız içimi bir endişe kaplıyordu.

Solo ero preoccupato per me.

Nağmelerimi yalnız senin sözlerinde arayacağım .

Cercherò solo le mie melodie nelle tue parole.

Yalnız efe , ne saklanıyor, ne de gizleniyordu.

Solo EFE non si nascondeva né nascosto.