The world
Let's talk about the world and the nations and places within it in the Turkish language.
Moskova da olaya karıştı.
Mosca era anche coinvolta.
Sebeplerden biri uluslararası endişe .
Uno dei motivi è la preoccupazione internazionale.
Avrupa bunun en açık örneğidir.
L'Europa è l'esempio più chiaro di questo.
Ancak bölge bazı ciddi sorunlarla hala uğraşıyor.
Tuttavia, la regione sta ancora affrontando alcuni seri problemi.
Bu da ülkenin gelişmesine engel oluyor.
Ciò impedisce lo sviluppo del paese.
Yıllarca önce dünya 🗺️ dokuzuncusu olmuştu.
Anni fa, il mondo è diventato il nono.
Artık İtalya 🇮🇹 da herkesin hedefi konumunda.
L'Italia è ora l'obiettivo di tutti.
Ülke böylece on ikinci 12th kez ⌚ Yaz 🏖️ Olimpiyatları'na katılmış oldu .
Pertanto, il paese si è unito alle Olimpiadi estive per la dodicesima volta.
Neyse efendim , İstanbul'a naklolduk.
Comunque, signore, siamo stati trasferiti a Istanbul.
Önceleri uluslararası posta Britanya Hindistanı pulunu istiyordu.
In precedenza, il francobollo dell'India britannica postale International Postal.
Mesele uluslararası hakemliğe götürülebilir.
La questione può essere portata all'arbitrato internazionale.
Malların bir 1 kısmı Almanya'ya ulaştı.
Alcune merci raggiunsero la Germania.
Dünya Kupaları da bunun için yapılmıyor mu ?
Non sono fatte i Mondiali per questo?
Avrupa kıtasındaki en popüler spor futboldur.
Lo sport più popolare nel continente europeo è il calcio.
Bulgaristan'da şimdiye kadar vaka bildirilmedi.
Finora non è stato segnalato alcun caso in Bulgaria.
Geçen yılki rekor Rusya'ya aitti.
Il record dell'anno scorso apparteneva alla Russia.
Çatışmalar ülkeye otuz altı 36 bin beş yüz 500 cana mal olmuştu.
Gli scontri costano al paese trenta -sei mila cinquecento.
Bölgede geleceğe yönelik özelleştirme çalışmaları açısından daha neler yapılması gerekiyor?
Cosa deve essere fatto di più in termini di futuri studi sulla privatizzazione nella regione?
Bu ay 🌔 içinde uluslararası bir 1 ihale açılabilir.
Un'offerta internazionale può essere aperta questo mese.
Bunun için o 👨 memlekette yüzü gülmeyen insan yokmuş.
Per questo, non c'erano persone in quel paese che non sorridevano.
Etkinliğin bu yılki ortak ülkesi Türkiye 🇹🇷 idi .
Il paese comune dell'evento della Turchia era Türkiye.
Bu durum , ülkeyi aşırılık yanlılarının hedefi haline getirebilir mi ?
Questo può rendere il paese il bersaglio dei sostenitori estremisti?
Ama sahiden beyaz bir 1 gemi 🚢 İstanbul limanına girmeye tövbe etmiş gibiydi.
Ma una nave bianca sembrava pentirsi per entrare nel porto di Istanbul.
Yakın zamanda şehir 🏙️ yakınlarında doğal gaz ve petrol yatakları bulunmuştur.
Di recente sono stati trovati depositi di gas naturale e petrolio vicino alla città.
Dava Ekim ayında İstanbul mahkemesinde görülecek.
Il caso si terrà presso la Corte di Istanbul ad ottobre.
Yeşil siyasetin uluslararası simgesi ayçiçeğidir.
Il simbolo internazionale della politica verde è il girasole.
Adını Louisville, Kentucky kentinden almıştır.
Prende il nome da Louisville dal Kentucky.
Romanya 🇷🇴 küresel ekonomik krizden ağır etkilendi.
La Romania è stata gravemente colpita dalla crisi economica globale.
Büyük sermaye ve ileri teknoloji gerektiren sanayi devlete bırakıldı.
Lo stato industriale che richiede grandi capitali e tecnologie avanzate è stato lasciato allo stato.
Bu arada Sırplar vatanlarını gururlandırıyorlar.
Nel frattempo, i serbi rendono orgogliosi la loro patria.
Türkiye 🇹🇷 rekorları genellikle dünya 🗺️ rekorlarının çok gerisinde kaldı .
I record turchi sono generalmente molto indietro rispetto ai record mondiali.
Selmin, İstanbul'da bıraktığım sevgilimin ismi idi .
Selmin era il nome del mio amante che ho lasciato a Istanbul.
Uluslararası toplumun, özellikle çatışmadan yeni 🆕 çıkılmış bu dönemde, nasıl bir 1 faydası olabilir?
Qual è il vantaggio della società internazionale, specialmente in questo nuovo periodo, specialmente in questo periodo?
Bütün üretim tesisleri sadece Doğu Avrupa topraklarında yer almaktadır.
Tutti gli impianti di produzione si trovano solo nell'Europa orientale.
Hindistan’daki Batı Gat Dağları’nda da bulunabilir.
Può anche essere trovato nelle montagne GAT occidentali in India.
Adem ve Havva karakterleri ise bir 1 arabaya binip ülke dışına sürmeye başlıyorlar.
I personaggi di Adem ed Eva iniziano a guidare in macchina e iniziano a uscire dal paese.
Savaş sonrasında tarafsızlık kavramı uluslararası kamuoyunda gözden düşmüştü.
Dopo la guerra, il concetto di imparzialità fu disonorato dal pubblico internazionale.
Kentin kalburüstü semti olan Sandton'a gittik.
Andammo a Sandon, nella città della città.
Sektörlere önem veren bir 1 mantığa dayalı kültür ekonomisinden farklıdır.
È diverso da un'economia culturale basata sulla logica che attribuisce importanza ai settori.
Kuzey Kıbrıs'taki engellilere Avrupa'dan yardım çalışmaları da düzenlemektedir.
Organizza anche gli aiuti dall'Europa per le persone disabili nel nord di Cipro.
Arnavutluk'un üyelik daveti alması ülkede yankı uyandırdı mı ?
La ripercussione dell'Albania nel paese ha fatto?
Toskana'nın bölgesi yedi 7 kıyı 🏖️ adası içerir ve İtalya'nın en büyük beşinci 5th bölgesidir.
La regione della Toscana comprende sette isole costiere ed è la quinta più grande regione d'Italia.
Bu profesör iyi 👍 gözcüdür. Almanya'dan tanırım . Alim adamdır. Ama nazariyatçıdır.
Questo professore è un buon scout. Lo so dalla Germania. Lo studioso è un uomo. Ma è la teoria.
Bir 1 muayenehanesi var , içindeki aletleri İstanbul'un bir 1 hastanesinde göremezsin, Alamanya'dan hususi gelmiş.
Hai una pratica, non puoi vedere gli strumenti di Istanbul in un ospedale di Istanbul, proveniva dall'Alamania.
İtalya'da değişik limanlarda bulunan Fransız 🇫🇷/🇲🇫/🇬🇵/🇲🇶/🇵🇲/🇷🇪/🇹🇫/🇾🇹 şövalyeleri de peyderpey Akka'ya geldiler.
Cavalieri francesi in diversi porti in Italia arrivarono anche a Peyderpey Akka.
Japonya'ya ganimet taşıyan bazı gemilerin bu esnada battığı da söylenmektedir.
Si dice anche che alcune navi che trasportano bottino per il lavandino in Giappone durante questo periodo.
İstanbul’da leyli mekteplerde geçen ömrü , babasını adamakıllı tanımasına mâni olmuştu.
La vita delle scuole di Leyli a Istanbul impediva a suo padre di riconoscere suo padre.