🎨
Colors
The yellow sun 🌞, the brown girl 👧🏽 and a red apple 🍎. Let's talk about colors in Turkish.
Çoban kıpkırmızı olmuştu.
Shepherd était rouge.
Oradan Karadeniz kıyısına geldiler.
De là, ils sont venus sur la côte de la mer Noire.
Dadandırma kara gelin , dadanırsa yine 🔁 gelir .
Dadanma Black Bride, si c'est Daddi revient.
Ama sahiden beyaz bir 1 gemi 🚢 İstanbul limanına girmeye tövbe etmiş gibiydi.
Mais un navire blanc semblait se repentir pour entrer dans le port d'Istanbul.
Yeşil siyasetin uluslararası simgesi ayçiçeğidir.
Le symbole international de la politique verte est un tournesol.
Başını karyolanın beyaz demirlerine dayamıştı.
Il avait la tête sur le fer blanc du lit.
Saray kayıtlarında buna Ak Ağalar başı' da deniyordu.
Dans les disques du palais, il était également appelé la tête Agalar blanche.
Batıda intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyarlar.
Afin de réduire les suicides à l'ouest, le pont peint les pieds en bleu.
Ve dalgaların kıvrımlarındaki köpükler , sulara sürünerek uçan beyaz kuşlar gibiydi.
Et les mousses dans les courbes des vagues étaient comme des oiseaux blancs volant dans l'eau.
Oysa askeri karakutular yüksek önem arz eden görevlerde de kullanıldıkları için farklıdırlar.
Cependant, les karakutules militaires sont différents car ils sont utilisés en grande importance.
Öksürüğü de artmış gibiydi ve her 🔁 öksürüşünde yanakları daha çok kızarıyordu.
Sa toux semblait avoir augmenté et chaque toux frit plus.
Siyah eteklikli, topukları yırtık siyah çoraplı, şipidik terlikli şişman bir 1 kadın 👩 yerleri siliyordu.
Une grosse femme avec des jupes noires, des talons déchirés avec des chaussettes noires, des pantoufles symbides essuyaient des lieux.
Bu eski 🧓 püskü elbiseli, siyah fanilalı, ince kumral bıyıklı külhanbeyini süzdü.
Il a regardé cette vieille robe en lambeaux, avec un ventilateur noir, une fine moustache Auburn.