takip

Signification (Anglais)

1. follow-up
2. chase; pursuit
3. pursuit of (an end, a goal)
4. following; watching closely; keeping abreast of
5. busying oneself with (a matter)
6. taking (someone, something) as one's example
7. legal proceedings (especially those initiated against a debtor); prosecution (of a case)

Étymologie (Anglais)

Inherited from Ottoman Turkish تعقیب (takib), from Arabic تَعْقِيب (taʕqīb).

Phrases

Bizi takip et .

Suivez-nous.

Bu sefer , yılbaşı gecesini takip eden günler gibi de değildim.

Cette fois, je n'aimais pas les jours qui ont suivi la veille du Nouvel An.

Bunu takip eden dansta ben daha gitmeye vakit bulamadan, başka birisiyle kalktı.

Dans la danse qui a suivi, il s'est levé avec quelqu'un d'autre avant d'avoir le temps de partir.

Dakikaları çeyrekler takip ediyor, bir türlü ölünün üstünden ayrılmak istemiyordu.

Les quartiers ont suivi les minutes et il ne voulait pas quitter les morts.

Ruslar teşebbüste bulunmuş ancak Osmanlı filosunu takip edememişlerdi.

Les Russes étaient dans la tentative mais n'ont pas pu suivre la flotte ottomane.