onları

Signification

accusative of onlar

Phrases

Mütemadiyen onları düşünüyordum.

Je pensais constamment à eux.

Karı koca yaklaştıkları sırada onları çağıran grupta bir hareket oldu .

Lorsque le mari et la femme se sont approchés, il y a eu un mouvement dans le groupe les a appelées.

Bedri onları doğru dürüst , anne ve babalarının muvafakatiyle evlenmiş biliyordu.

Bedri les connaissait correctement, épousa le consentement de leurs parents.

Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?

Ne découvrons-nous pas notre besoin de beaucoup de choses seulement après avoir vu et appris à les connaître?