yağ

Significado

Noun

1. oil
2. fat, grease
3. (archaic,dialectal) butter

Verb

Positive declarative imperative singular 2nd person of yağmak

Pronunciado como (IPA)

/ˈjɑː/

Etimología

Inherited from Ottoman Turkish یاغ (yağ), from Proto-Turkic *yāg.

Oraciones

Işığını akşamdan önce yakan sabaha çırasında yağ bulamaz.

No puede encontrar petróleo en su aprendiz por la mañana que quema su luz antes de la noche.

Bir tavayı yağ veya terayağıyla yağlayın.

Lubrique una sartén con aceite o mantequilla.

Bir tavayı yağ veya tereyağıyla yağlayın.

Lubrique una sartén con aceite o mantequilla.

Aptal ata binerse bey oldum sanır, şalgam aşa girerse yağ oldum sanır.

Si obtiene un caballo estúpido, piensa que he sido un caballero, si entra en el nabo, creo que era aceite.

İki kocaman yağ kütlesi halinde somyayı çökerten vücutlar birbirine arkasını dönmüştü.

Los cuerpos que colapsaron en dos enormes masas gordas se dieron la vuelta.

Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.

Abdal ata creo que era un caballero, el nabo creo que era aceite.