Turkish numbers are relatively easy and straightforward. Here are some sentences with numbers in it so you know how to use them.
İki yüz 100 on dört 14 .
Doscientos catorce.
Bunu on iki 12 yıldır yapıyorum.
He estado haciendo esto durante doce años.
Asıl geri 🔙 ödeme tarihi iki 2 bin yirmi bir 21 idi .
La fecha de reembolso real fue dos mil veintiún años.
Şubat bin dokuz yüz 900 kırk bir 41 .
Febrero mil novecientos cuarenta uno.
Bir 1 diğer on altı 16 bin altı yüz 600 altmış iki 62 kişi 🧑🦱 ise halen kayıp .
Otros dieciséis mil seiscientas sesenta personas todavía están desaparecidas.
Proje iki 2 bin yedi 7 başlarında başlayacak.
El proyecto comenzará al comienzo de dos mil siete.
Proje yedi yüz 700 milyon 1000000 avro 💶 tutacak.
El proyecto tendrá setecientos millones de euros.
Çok sayıda işçi işten çıkarıldı.
Muchos trabajadores fueron despedidos.
Anlaşmanın değeri üç yüz 300 altmış 60 milyon 1000000 dolar .
El valor del acuerdo es de trescientos sesenta millones de dólares.
Bunların otuzu hayatını kaybetti.
Treinta de ellos perdieron la vida.
Şu andaki personel sayısı iki 2 bin sekiz yüz 800 elli bir 51 .
El número actual de personal es dos mil ochocientos cincuenta uno.
Şimdiki oran yüzde elli iki 52 .
La tasa actual es del cincuenta y dos por ciento.
Filmin üçüncü 3rd hikâyesidir.
Es la tercera historia de la película.
Üç yüz 300 yirmi… Yarısı ne eder ? Yüz 100 altmış…
Trescientos veinte ... ¿Qué es la mitad? Ciento sesenta…
Tatbikatta yaklaşık bin beş yüz 500 asker görev aldı .
Aproximadamente mil quinientos soldados participaron en el ejercicio.
Yıllarca önce dünya 🗺️ dokuzuncusu olmuştu.
Hace años, el mundo se convirtió en el noveno.
Türk liderlerin, on altı 16 .
Líderes turcos, dieciséis.
Toplam on dört 14 gösteri planlanıyor.
Se planean un total de catorce manifestaciones.
Bunların sayısı kaçtır ve bu kişiler gelecekte ne yapacak ?
¿Cuál es el número de ellos y qué harán en el futuro?
Tahminen kaç gazeteci işten çıkarıldı?
¿Cuántos periodistas fueron despedidos?
Bu yıl söz konusu rakam ikiye katlanacak.
Este año, la cifra se duplicará.
Lego bu yıl elli 50 yaşına bastı.
LEGO tenía cincuenta años este año.
Kısıtlamalar otuz bir 31 Aralık iki 2 bin on 10 bire kadar sürecek.
Las restricciones durarán hasta treinta y un rango de hasta dos mil once.
Toplam iki yüz elli 50 milyon 1000000 avroluk yatırım yapılacak.
Se invertirán un total de doscientos cincuenta millones de euros.
Şimdiyse bu rakam yüzde kırka düştü.
Ahora esta cifra cayó en el porcentaje.
İnşaat yaklaşık elli üç 53 milyon 1000000 avroya mal olacak .
La construcción costará unos cincuenta y tres millones de euros.
Fabrikada elli 50 kişiye iş sağlanacak.
Cincuenta personas podrán trabajar en la fábrica.
Gözden geçirilmekte olan diğer bir 1 madde ise seksen yedi 87 .
Otra sustancia que se está revisando es ochenta y siete.
Papadopulos yetmiş dört 74 yaşındaydı.
Papadopoulos tenía setenta y cuatro años.
Konsere Makedonya'dan binlerce kişi 🧑🦱 katıldı.
Miles de personas de Macedonia asistieron al concierto.
Söz konusu vergi yüzde ondan yüzde on 10 beşe yükseltilecek.
El impuesto se incrementará a quince por ciento por ciento.
Yarışmaya üç yüz 300 otuz dokuz 39 güfte katıldı.
Participó en la competencia en trescientos treinta y nueve.
Proje bin dokuz yüz 900 doksan dört 94 yılında başlatıldı.
El proyecto se lanzó en mil novecientos noventa y cuatro años.
Düşünürken, bir 1 taraftan da cebindeki paranın hesabını yaptı.
Mientras pensaba, hizo una cuenta del dinero en su bolsillo.
Patlamada altmıştan fazla insan yaralandı.
Más de sesenta personas resultaron heridas en la explosión.
Toplam yatırım yirmi 20 milyon 1000000 avroya ulaşabilir.
La inversión total puede alcanzar veinte millones de euros.
Çok sıfırlı rakamlar kafa karıştırıcı olabiliyor.
Los números muy cero pueden ser confusos.
Projenin iki 2 bin on 10 yılında tamamlanması bekleniyor.
Se espera que el proyecto se complete en dos mil diez años.
Yaklaşık yüz 100 elli dört 54 Rad taraftarı tutuklandı.
Aproximadamente ciento cincuenta y cuatro dedos rad fueron arrestados.
Çatışmalar ülkeye otuz altı 36 bin beş yüz 500 cana mal olmuştu.
Los enfrentamientos le cuestan al país treinta y seis mil quinientos.
Milletvekili sayısı yüz 100 yirmiden yüz 100 otuz 30 üçe çıkacak.
El número de diputados aumentará a ciento veintitrés.
Bu bombaların yüzde yirmi 20 kadarı patlamadı.
El veinte por ciento de estas bombas no explotaron.
Bugüne kadar iki yüz elli 50 milyon 1000000 ton cevher kullanıldı.
Hasta la fecha se han utilizado doscientos cincuenta millones de toneladas de mineral.
Seçimlerde toplam on iki 12 aday yarıştı.
Un total de doce candidatos compitieron en las elecciones.
Kolundaki saate baktı; dokuza geliyordu.
Miró el reloj en su brazo; Llegaba a las nueve.
Etkinliğin ilki iki 2 bin altı 6 yılında gerçekleşmişti.
El primero del evento tuvo lugar en dos mil seis años.
Projeye elli sekiz 58 milyon 1000000 avro 💶 değer biçiliyor.
El proyecto está valorado por cincuenta y ocho millones de euros.
Tesis kırk 40 megawattlık kapasiteye sahip olacak .
La instalación tendrá una capacidad de cuarenta megavatios.
Yeni 🆕 hükümette on beş 15 bakanlık bulunuyor.
El nuevo gobierno tiene quince ministerios.
Etkinliğe on sekiz 18 ülkeden otuz altı 36 şarkıcı 🧑🎤 katıldı.
Treinta y seis cantantes de dieciocho países asistieron al evento.
Etkinlikte toplam altmış dört 64 okul 🏫 yarıştı.
Un total de sesenta y cuatro escuelas compitieron en el evento.
Maliyet yüz 100 elli dört 54 milyon 1000000 avroyu bulabilir.
El costo puede encontrar ciento cincuenta y cuatro millones de euros.
Projenin tahmini maliyeti yüz 100 doksan 90 milyon 1000000 avro 💶 .
El costo estimado del proyecto es de ciento noventa millones de euros.
Uzun metrajlı bölümünde dokuz 9 film gösterilecek.
Nueve películas se proyectarán en la sección de características.
Başka köylerde de senin düşmanların çoğalıyor.
En otras aldeas, tus enemigos se están multiplicando.
Etkinliğe yirmi dört 24 ülkeden toplam kırk sekiz 48 dansçı 💃 katıldı.
Un total de cuarenta y ocho bailarines de veinte y cuatro países asistieron al evento.
Bazı eski 🧓 ayarlara kendi yönlendirme numaraları atanmıştır.
Algunas configuraciones antiguas se han asignado a sus propios números de enrutamiento.
Sergide yirmi yedi 27 sanatçının toplam yetmiş üç 73 eseri yer alıyor .
La exposición incluye un total de setenta y tres obras de veintisiete artistas.
Santralin inşası iki 2 bin on iki 12 yılı sonunda tamamlanacak.
La construcción de la planta se completará al final de dos mil doce años.
Projenin değeri iki 2 virgül yetmiş yedi 77 milyon 1000000 avro 💶 .
El valor del proyecto es de dos comas y setenta y siete millones de euros.
Köyün nüfusu on 10 haneden oluşuyordu.
La población de la aldea consistía en diez hogares.
Köyün nüfusu sekiz 8 haneden oluşuyordu.
La población de la aldea consistía en ocho hogares.
Orkestramızın yaş ortalaması otuz 30 beşin altında.
La edad promedio de nuestra orquesta es inferior a treinta y cinco.
Anket tahminleri sunulamayacak kadar yakınlar .
Las estimaciones de la encuesta son demasiado cercanas a las presentadas.
Tutuklanan on bir 11 kişinin sekizi Hırvat 
uyrukluydu.
Once personas arrestadas fueron croatas.
Seyircinin yüzde kırkı yabancılardan oluşuyordu.
El cuarenta por ciento de la audiencia consistió en extranjeros.
