içeri

Significado (Inglés)

Noun

1. inside, interior
2. (figuratively) heart
3. (figuratively) prison

Adj

inner, interior

Adv

inside

Etimología (Inglés)

Inherited from Ottoman Turkish ایچری, ایچرو (içeri), a derivation of iç (“inner part, interior”). Cognate with Azerbaijani içəri, Kumyk ичгери (içgeri).

Oraciones

Bu sırada hizmetçi kız içeri girdi .

Mientras tanto, entró la niña de la criada.

Boş bir delikten ibaret olan kapının iki ayak merdivenini çıkarak içeri girdiler .

Subieron las dos escaleras de la puerta, que consistían en un agujero vacío.

Bir müddet bir köşede oturdum, dışarı çıkıp dolaştım, tekrar içeri girerken kapıda ona rastladım.

Me senté en una esquina por un tiempo, salí y deambulé, y lo conocí en la puerta mientras caminaba nuevamente.

Saygısız herifler… diye ortalığı ayağa kaldırdı, içeri girip kapıyı yüzüme kapayıverdi.

Los chicos irrespetuosos, se levantó, entró y cerró la puerta de mi cara.

" Birde para mı istiyorsun?" diyerek apartmanın köşesindeki ufak kapıdan içeri girdi .

"¿Quieres dinero?" Entró en la pequeña puerta en la esquina del apartamento.

O anda kapıldığım bir merakla merdivenleri indim, kapıyı iterek içeri girdim.

En ese momento, subí las escaleras con curiosidad, empujando la puerta.

Ameleler bu sefer taşların düştüğü deliğe yaklaşmışlar, içeri doğru bakıyorlardı.

Esta vez se acercaron al agujero donde cayeron las piedras, mirando adentro.

Pos bıyıklı mübaşir çağırınca şapkasını eline alarak içeri girdi .

Cuando llamó a Pos Bıyıklı entre mejor, tomó su sombrero en su mano y entró.