eski

Significado

Adj

old (for objects)

Noun

old (people who are old; old beings; the older generation, taken as a group)

Pronunciado como (IPA)

[esˈki]

Etimología

Inherited from Ottoman Turkish اسكی (eski), from Proto-Turkic *es-(kü) (“old, ancient”).

Oraciones

Eski tesis sadece yirmi kişi alıyordu.

La antigua instalación era solo veinte personas.

Eski çamlar bardak oldu .

Los pinos viejos se convirtieron en tazas.

Gösterilerde eski giysiler konu ediliyor.

La ropa vieja está sujeta a las manifestaciones.

Eski alan adı yirmi bir Nisan'a kadar etkin kalacak.

El antiguo nombre de dominio permanecerá activo hasta veintiún abril.

Eski yasada pişman olmak yetmiyordu.

No fue suficiente para arrepentirse de la antigua ley.

Bazı eski ayarlara kendi yönlendirme numaraları atanmıştır.

Algunas configuraciones antiguas se han asignado a sus propios números de enrutamiento.

Kalk bakalım Halil Efe , seninle eski hesapları temizleyelim.

Levántate, Halil Efe, limpiemos las cuentas viejas contigo.

Köyde eski dönemlere ait yerleşimlerin izleri görülmektedir.

Se ven rastros de los asentamientos de los períodos antiguos en el pueblo.