büyük

Significado (Inglés)

Adj

1. big, grand, large
2. old, elder
3. important, significant by importance
4. strong, powerful

Noun

1. a bigger one
2. (figuratively) people higher by rank or degree
3. (euphemistic) excrement, poop

Con guión como

bü‧yük

Pronunciado como (IPA)

[byˈjyc]

Etimología (Inglés)

From Ottoman Turkish بیوك (büyük, “big, grand”), from earlier *biyük < *beδük, from Proto-Turkic *bedük (“big”), derived from *bedü- (“to grow big”). See büyü-. Cognate with Karakhanid بَدُكْ (bedük, “big”), Old Uyghur pʾdwk (bedük, “big”), Kazakh биік (biık, “high”).

Oraciones

Asıl büyük tehlike bugünkü.

El verdadero peligro es hoy.

Bize büyük sorumluluk düşüyor.

Tenemos una gran responsabilidad.

Ülkenin en büyük haftalık kadın dergilerinden biridir.

Es una de las revistas semanales de mujeres más grandes del país.

Küçük katolik kilisesi ve daha büyük olan protestan kilisesi vardır.

Hay una pequeña iglesia católica y una iglesia protestante más grande.

Romanya'nın en büyük ulusal kahramanlarından biri olarak kabul edilir .

Es considerado uno de los mejores héroes nacionales de Rumania.

Cami ne kadar büyük olursa olsun , imam bildiğini okur !

No importa cuán grande sea la mezquita, ¡el imán lee lo que sabe!

Şüphesiz şarkının başarısında en büyük rol müzik videosuna aittir.

Sin lugar a dudas, el papel más importante en el éxito de la canción pertenece al video musical.

Büyük ölçekli verileri hızlı ve etkin şekilde kümeleyebilir.

Puede agrupar datos a gran escala de manera rápida y efectiva.