beyaz

Significado

Adj

white

Noun

1. white
2. blank paper

Con guión como

be‧yaz

Pronunciado como (IPA)

/beˈjɑz/

Etimología

From Arabic بَياض (bayāḍ, “whiteness, something white”).

Oraciones

Ama sahiden beyaz bir gemi İstanbul limanına girmeye tövbe etmiş gibiydi.

Pero una nave blanca parecía arrepentirse de ingresar al puerto de Estambul.

Başını karyolanın beyaz demirlerine dayamıştı.

Tenía la cabeza sobre el hierro blanco de la cuna.

Figür , sakallı olup gözleri siyah ve beyaz taştan yapılmıştır.

La figura está hecha de barba y está hecha de piedra en blanco y negro.

Ve dalgaların kıvrımlarındaki köpükler , sulara sürünerek uçan beyaz kuşlar gibiydi.

Y las espumas en las curvas de las olas eran como pájaros blancos que volaban hacia el agua.

Uzun ömürlü olduğu ve periyodik olarak dramatik beyaz bulutlu gaz sütunları oluşturduğu görülüyor.

Es larga y forma periódicamente columnas de gas blanca nublada dramáticas.

Siyah ve beyaz renklerin ağırlıkta olduğu soyut biçimli seramik çalışmaları ile tanınır.

Es conocido por sus obras de cerámica abstracta con colores en blanco y negro.