Let's talk about the world and the nations and places within it in the Turkish language.
Nasıl bir 1 Makedonya 
düşünüyorsunuz?
Was für eine Mazedonien denkst du?
Bu da ülkenin gelişmesine engel oluyor.
Dies verhindert die Entwicklung des Landes.
Artık İtalya 
da herkesin hedefi konumunda.
Italien ist jetzt das Ziel aller.
Bu Sırbistan'ın ilk 1st maç günüydü.
Dies war Serbiens erster Spieltag.
Çift , anavatanlarından ayrılmayı düşünüyor.
Das Paar denkt daran, ihre Heimat zu verlassen.
Ortak bölgesel çıkarlarımız da bunu gerektiriyor.
Unsere gemeinsamen regionalen Interessen erfordern dies.
Sergiye on dört 14 ülkeden yüz 100 kırk beş 45 sanatçı 🧑🎨 katıldı.
An der Ausstellung nahmen einhundertvierzig Künstler aus vierzehn Ländern teil.
İnsanoğlu her bir derde katlanır.
Die Menschheit ist in jedem Schwierigkeiten gefaltet.
Malların bir 1 kısmı Almanya'ya ulaştı.
Einige der Waren erreichten Deutschland.
Roman liderler karışıklık yüzünden ayaklandı.
Die Romanführer rebellierten wegen Verwirrung.
Bosna Hersek'te pek çok dini mekan bulunuyor.
Es gibt viele religiöse Orte in Bosnien und Herzegowina.
Belgrad ve Lahey arasındaki işbirliği konusunda ne düşünüyorsunuz?
Was denkst du über die Zusammenarbeit zwischen Belgrad und Den Haag?
Genişleme, coğrafi açıdan da önem taşıyor.
Die Expansion ist auch geografisch wichtig.
Borç anlaşması Yunanistan'ı şimdilik kurtardı, ama yatırımcılar geri 🔙 dönecek mi ❓ ?
Die Schuldenvereinbarung hat Griechenland für den Moment gerettet, aber werden die Anleger zurückkommen?
Şahsın uyruğu bilinmiyor.
Die Nationalität der Nation ist unbekannt.
Diğer ülkeler , iç ihtiyaçlara odaklanıyor.
Andere Länder konzentrieren sich auf interne Bedürfnisse.
Forumda yirmi altı 26 ülkeden temsilciler yer alacak .
Das Forum umfasst Vertreter aus zwanzig Sechsländern.
Sırbistan'daki fabrika 🏭 iki 2 bin altı 6 yılında açılmıştı.
Die Fabrik in Serbien wurde in zweitausend sechs Jahren eröffnet.
Bugünse Türkiye'nin çıkarları çok daha karışık .
Heute sind die Interessen der Türkei viel komplizierter.
Bu arada Sırplar vatanlarını gururlandırıyorlar.
In der Zwischenzeit machen Serben ihre Heimat stolz.
Sırbistan 
Prensliği'nde başbakanlık yaptı.
Er war Premierminister im Fürstentum Serbiens.
