A1

küçük

Betekenis

  1. small, little
  2. minor, of little importance

Koppelteken as
kü‧çük
Uitgespreek as (IPA)
/cyˈtʃyc/

Turks

Begin leer Turks met learnfeliz .

Oefen praat en memoriseer " küçük " en baie ander woorde en sinne in Turks .

Gaan na ons Turks kursusbladsy
Sinne
Ve   bu   küçük   an bana   bütün  geldiğimiz yoldan  uzun  görünüyordu.

And this little moment seemed to me a long way from the way we had come.

Geceleri   eve   hep   arka
🔙
 taraftaki  küçük  kapıdan girerdi.

He always entered the house at night through the little door in the back.

Fakat   bu   küçük   vilayet  merkezinin  iki
2
 doktorlu hastanesinde  buz
🧊
 makinesi yoktu.

But this small provincial center did not have an ice machine in its hospital with two doctors.

Küçük  Haşan  eve  eli  boş  dönmektense  akşam
🌆
 trenine  kadar  beklemeye  karar   verdi .

Little Hasan decided to wait until the evening train instead of going home empty-handed.

Küçük  salonun  bütün  iskemleleri dolmuştu.

All the chairs of the small hall were full.

Comments