A2

eden

Betekenis

imperfect participle of etmek

etmek

  1. to do; to make
  2. to equal, make
  3. to leave somebody deprived of something
  4. Forms active verbs from adjectives and nouns, especially Arabic verbal nouns.

Turks

Begin leer Turks met learnfeliz .

Oefen praat en memoriseer " eden " en baie ander woorde en sinne in Turks .

Gaan na ons Turks kursusbladsy
Sinne
Sevgili  gözlerini kapatan  ve   seni  gözyaşlarıma  kör   eden   ne ?

What ever made your dear eyes close and you are blind to my tears?

Anlamıyordum,  bu   adamları , bunları yapmaya  sevk   eden  saikler  nedir ?

I didn't understand, what are the motives that led these men to do these things?

Bunu   takip   eden  dansta  ben   daha  gitmeye  vakit
 bulamadan,  başka  birisiyle kalktı.

In the dance that followed, she got up with someone else before I even had time to go.

Para
💸
 karşılığında  bir
1
 kumarhaneyi  himaye   eden   bakan   bu  durumun çözülmesi  için   derhal  harekete  geçer .

The minister, who protects a casino in exchange for money, takes immediate action to resolve this situation.

Oysa   askeri  karakutular  yüksek   önem   arz   eden  görevlerde  de  kullanıldıkları  için  farklıdırlar.

However, military black boxes are different because they are also used in tasks of high importance.

Comments