baş

Betekenis (Engels)

Noun

1. head
2. leader of a group
3. outset of something
4. beginning
5. top, summit
6. (vulgar) glans penis

Adj

first, primal, principal

Uitgespreek as (IPA)

[ˈbɑʃ]

Etimologie (Engels)

Inherited from Ottoman Turkish باش (baş, “head”), from Proto-Turkic *baĺč (“head”). Cognate with Karakhanid بَشْ (baš, “head”), Old Turkic 𐰉𐱁 (b¹š /⁠baš⁠/, “head”).

Sinne

Baş nereye giderse, ayak da oraya gider .

Wherever the head goes, the foot goes.

Baş ağır gerek , kulak sağır .

The head is needed heavily, the ear is deaf.

Sağ baş yastık istemez.

Right head does not want pillows.

Söz var iş bitirir , söz var baş yitirir.

There is promise that he will finish the job, there is promise that he will lose his head.

Hükümet sorunla baş etmek için adımlar atıyor .

The government is taking steps to tackle the problem.

Soğuk su , sıcak aş diş düşmanı , genç avrat koca herifin baş düşmanı .

Cold water, hot food, tooth enemy, the main enemy of the young avrat husband.

"İşte insanların hali böyledir!" demek isteyen manalı baş sallamaları ile ikide bir içini çekiyordu.

He sighed with meaningful nods, wanting to say, “That's the way people are!”